28 Mart 2015 Cumartesi

Marka üretmek mümkün mü?

IBM, Microsoft, Apple, Google.. Bir marka nasıl doğuyor da dünyaya mal oluyor? Bunu bir sanal marka üzerinden uygulamalı olarak deneyeceğiz...

Uygulama Markamızın sahibi: Zücaciyeci Nedim!

Nedim bey markasının ürün çeşitliliğinin ve globalleşen dünyada set üstü ocağın hala nal gibi piyasaya tutunmasının farkında samimi ve üretken bir  kişi. Dünya çapında markasını tanıtmak istiyor! Hedefi: Amazon gibi olmak!

Nedim bey ilk önce hedef kitlesini yakından uzağa iyi tahlil etmeli. Sosyal paylaşım sitelerinde evlilik çağında bulunan gençlerin beklenti ve istekleri hakkında uzun süreli çalışma yaparak başlıyor. Bu işin toptancının verdiği "Bu çok satıyo şimdi.." gazıyla yürümeyeceğinin farkına varmış durumda. Yaptığı ucuz yollu analizler mağazanın illaki bir internet sitesine ihtiyaç duyduğunu gösteriyor, çünkü çalışan genç kuşağın dükkanı gezme şansı yok. İnternet sitesi ürün yelpazesini tam olarak yansıttığı gibi bu ürünleri almaya teşvik edecek doğru görselleri içermeli. Ayrıca babadan devraldığı "Doğru Zücaciye-Yuva kurar" isim-slogan ikilisi genç kesimin anca capslarda kullanacağı kadar  soğuk, değiştirmesi gerek. Hazır internet sitesi kurarken bu isim ve slogan ikilisini de değiştiriyor: "Decahome-Stilinizin İmzası- "


Nedim internetten satış işine girince elbette bu sektörün olmazsa olmazı ;kırılan ürün, bozuk ürün, geç teslimat gibi sorunlarla karşılaşıyor. Bunları yeterli personelle anında çözer ve müşteri memnuniyetini bizzat telefonla arayıp sağlarsa her satış bir başka reklam olarak markanın yaygınlaşmasını kolaylaştırır. Nedim ilk başlarda biraz para harcayacağının farkında, bu yüzden üçe beşe küçük hesaplara takılma kaygısı yok. Nedim rehberden habersiz bir çakallık yapıyor, sipariş verilen her ev eşyasının kutusuna maliyeti 0,10 lira olan bir nazar boncuğu ile beraber "Aman evinize nazar değmesin! Güle güle kullanın" notu iliştiriyor ve müşterinin gönlünü her paket açılışında fethediyor.

Nedim bu süre zarfında sosyal medyadan ve araştırma sonuçlarından hiç kopmuyor. Personel sayısını arttırıyor ve personeline değer verdiğini hissettirerek onların firmayı sahiplenmesin ve sosyal medyada olumlu bildirimlerini arttırıyor. Hızlı tüketim ve çabuk sıkılma hali Nedimi düşündürüyor, ürün sirkülasyonunu doğru planlamalı ve elde fazla ürün tutmamalı ki rahat hareket edebileceği esnek bir sisteme kavuşabilsin. Kargo firmalarıyla tek tek görüşerek  onlardan tüketici için en uygun fiyatı ve taşıma koşullarını istiyor, buna karşılık veren firmaları seçenek olarak sitesine ekliyor ve müşteriye "seçenek" sunarak kontrolün onda olduğunu dibine kadar hissettiriyor( kurt olmuş!).

Farklı illerdeki Zücaciyecilerle iletişime geçerek onları belirli bir komisyon ölçüsünde kendisine bağlıyor ve
depo masrafından bu şekilde yırtıyor. Bu sayede bazı illere geç kargo süresini kısaltmış oluyor hem de bu firmalar sayesinde anadoludan direkt haberdar oluyor. Artık bir adım öteye geçerek set üstü ocak, halı ve yemek seti yanına cep telefonu, bilgisayar, oyun konsolu da ekliyor. Yeni ürünlerinden oluşturacağı kombinelerle  fotoğraf çekimi yapabileceği uygun "manken ev" kiralıyor ve burada yaptığı kombinelerin resimlerini hem sitesinde hem sosyal medyada paylaşarak bir taşla birden fazla kuş vurmaya çalışıyor.


Nedim işe aldığı tasarımcı ve stilistlere yeni bir atılım için hazırlık yapıyor. Amacı yüzde yüz orjinal ve uniq ürünler sunmak. Halk Eğitim, İsmek, Kadın Emeği gibi kuruluşlarda üretilen ürünler arasından seçimler yaparak "Uniqe"  bölümünde satışını gerçekleştirecek.Nedimin bir diğer hedefi topluma katkı sunmak. Bu nedenle özel günler ve haftalardan bir kaçını bu günlerle ilgili vakıf/kurumlarla işbirliği halinde yardım haftası olarak planlama ve satış yapılan ürünler üzerinden belli bir miktarı bu kurumlara aktarma hedefinde.

Nedim artık dünyaya açılmaya hazır, hedeflediği ülkelerin önde gelen teknoloji-ev dekorasyon- stil- dergilerinden Türkiye'deki sistemini tanıtmak için konuklar davet ediyor. Gelen konuklarına ürün yelpazesini tanıtıyor, onların yorumlarını ve ülkelerindeki alışkanlıklarını dinliyor.

Nedim ekibine yeni bir görev biçiyor: Tasarlamak ve üretmek! Bunun için ülke-dünya endeksinde belirlediği
en ideal ve en dinamik alanı belirleyip piyasada bu iş üzerinde çalışan firmalara teklifler götürüyor. Ülke içinde yaptığı ilk üretimlerin satışları başarısız, Nedim bunun kaynağının tasarım olduğunu düşünmüyor. Yaptırdığı araştırmalarda ürün tasarımı beğenilme oranı %80'lerin üzerinde..Nedim pes etmiyor ve ürünü en beğenilen otel, cafe ve restoranlara, dekoratörlere ücretsiz gönderiyor. Ürünlerin piyasada görülme sıklığı artınca satışlarda da bir kıpırdanma oluyor ve piyasa Nedim'i bu kez güldürüyor...

Nedim tasarım macerasına yurtdışı ortaklıklarıyla devam ediyor, ve orada da bazı mağazalarda ürünlerini sunma şansı yakalıyor. Nedim tasarım markasını  Decahome'den ayırıyor ve ona daha sade akılda kalıcı bir isim veriyor: g'rena

Decahome geçirdiği evrimin sonucu isim değişikliğiyle yeni bir kimlikle herşeyin ulaşılabilecek tek adresi oluyor: lukka.com

Görüldüğü üzre Nedim basit bir zücaciyeciden bir  marka yaratabiliyor ama bütün işlemler sırasında işin başında olarak. Bi masada oturup gelen kağıtlara bakarak karar vermeye kalksaydı veya bir kaç personelin sırtına yük bindirip bağırarak iş çözmeyi deneseydi bu nokta onun için pek mümkün değildi. Bizde markalaşma yolu bu ikinci yöntemle oluyor, yani samimiyetsiz, işi sevmeden sırf para için  yürütülen ciddi bir iş! Bu yüzden samimi ve içten insanların markaları kendilerine karşı uluslarda bile satılırken bizim ciddi abilerimiz malesef anca avmlerde dükkan yarışına girebiliyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder